Adolf Hitler'in kendisi de Mustafa Kemal Atatürk'ün önderlik ettiği Türk ulusal bağımsızlık hareketine hayrandı . Türkiye'nin kurtuluş savaşının ardından gerçekleştirdiği radikal modernleşme çabaları Almanya'da pek çok kitaba konu oldu. Dönemin dışişleri raporlarında “ Euroisierung der Türkei ”, yani Türkiye'nin Avrupalılaşması olarak nitelendiriliyordu. Türklerin “ırk hiyerarşisi”ndeki yeri konusu, Alman kurumları arasında aylarca resmi mektup alışverişine neden oldu.

Başta Nazi Almanyası'nın dışişleri bakanlığı olmak üzere nasyonal sosyalistler, " Türkler ari midir değil midir ?" sorusuna siyasi çıkarları temel alarak yanıt aradılar. Almanya'daki Türk Konsolosluğu da bir süre sonra konuyla daha yakından ilgilenmeye başladı. Alman raporlarında Türkiye ile yakın askeri, ekonomik ve siyasi ilişkilere sıklıkla vurgu yapılıyor ve zaten Sovyet Rusya'nın “ Marksist-Komünist tehdidi ” altında bulunan Türkiye'yi rencide etmenin iyi bir fikir olmadığı yazıyordu .

Aslında Naziler, Türklerin Orta Asya'dan batıya göç ettiklerini, Almanlarla akraba olmadıklarını, Avrupa yerlisi olmadıklarını, dolayısıyla farklı bir ırka mensup olduklarını zaten biliyorlardı. Ancak 30 Nisan 1936'da yayınlanan nihai raporda şu ifadeler yer alıyordu: “ Modern Türkiye, kendisini Avrupa'nın bir parçası ve bir Avrupa milleti olarak görmektedir.

Büyük savaş sırasındaki ittifak dikkate alındığında Almanya bu iddiaları desteklenmeye değer buluyor ”. Dolayısıyla raporda Türklerin “ Avrupa'nın karışık ve kalıcı halklarından (artverwandt) ” biri olduğu onaylandı. Alman ırk kanunu uyarınca Türk vatandaşlarının diğer Avrupa devletlerinin vatandaşlarıyla eşit muamele göreceği de belirtildi. Raporun sonunda Türklerin neden Irak ve İran gibi Ortadoğu'daki diğer ülkelere örnek olamayacağı da açıklandı . Çünkü bu ülkeler “ şu ana kadar hiçbir zaman Avrupa'nın parçası olduklarını iddia etmediler ”. Almanya'da da raporla ilgili mutsuz sesler vardı. “ Türklerin neden artverwandt veya aryan olmadığını ” açıklamak için uzun raporlar yazıldı .

Bu raporlarda Türkleri Avrupalı ​​bir millet olarak sınıflandırmanın bir anlamı olmadığı belirtiliyordu.

Türkiye'nin ekonomik alanda attığı adımlar ve Avrupa'ya yakınlaşmak için “ uygarlaşma ” yönünde attığı adımlar bunu haklı çıkarmayacaktır. Eğer tam tersi olsaydı Mısırlılar ve Japonlar da beyazların bir parçası olarak kabul edilirdi.

Kısa sürede Irak'tan, Mısır'dan, İran'dan tepkiler gelmeye başladı ve kendilerini aşağılanmış hissettiler. Irak'ın ünlü gazetesi El istiklal şöyle yazdı: " Türkler aryandır ama Iraklılar ve Mısırlılar değildir ". Almanya diplomatik gerilimi azaltmak için ek açıklamalarda bulundu. Türklerin " aryan " değil, sadece " akrabalar " kategorisine dahil edildiği belirtilirken, Nürnberg yasasının başka bir milleti değil " özellikle Yahudileri hedef aldığı " ifade edildi.

Türkler hakkında alınan kararın tüm Türk vatandaşlarını kapsamadığı da belirtildi. Yahudi veya siyahi Türk vatandaşları yine de kapsam dışında tutulacaktır.