Hasan Karakaya'nın Fatih Altaylı'ya Yazdığı Mektup Ortaya Çıktı!

Hasan Karakaya'nın Fatih Altaylı'ya Yazdığı Mektup Ortaya Çıktı!
Yeni Akit gazetesinin vefat eden Genel yayın yönetmeni Hasan Karakaya bugün twitterda gündem oldu. Gezi olayları, Ali Koç ,Suudi Arabistan krizinin yaşandığı bu günlerde ortaya çıkan bir mektup sosyal medyada gündem oldu.İşte...

Yeni Akit gazetesinin vefat eden Genel yayın yönetmeni Hasan Karakaya bugün twitterda gündem oldu. Gezi olayları, Ali Koç ,Suudi Arabistan krizinin yaşandığı bu günlerde ortaya çıkan bir mektup sosyal medyada gündem oldu.

İşte Hasan Karakaya'nın Fatih Altaylı için ele aldığı o mektup:

Bugün yazmak gelmiyor içimden... Sövmek istiyorum

-   Öncelikle; böyle bir yazıyı kaleme almış olmaktan dolayı hepinizden, özellikle de hanımlardan özür diliyorum. Bugün; “seviye” beklemeyin benden... Çünkü “çukur”ların seviyesine inmek ve kulaklarına bağırmak istiyorum. Ahlâk, edep, medeniyet, hoşgörü de beklemeyin. Zira; kendimde değilim bugün. Son derece öfkeli, kızgın ve kendimi kaybetmiş durumdayım. Vücut kimyam bozuk. Ağzıma geleni, kâğıda döküyorum. Kusura bakmayın... Özür diliyorum hepinizden...

Bugüne kadar; Bu köşeyi hanımlar da okuyor diye, mümkün olduğu kadar “argo”kullanmamaya, mümkün olduğu kadar “sövmemeye” özen gösterdim. Ne var ki; Okuma hakları ellerinden alınan “Başörtülü” öğrenciler için “fahişe” diyebilecek kadar adileşen, pespayeleşen bir “o..... çocuğu”na, hakettiği dilden cevap vereceğim.

Dikkat edin; “O.....’nun çocuğu” değil, “o..... çocuğu” diyorum. Çünkü; “ana”sının kabahati yok. Bilseydi, büyüyünce böyle bir “Mahlûkat” olacağını hiç doğurur muydu onu?.. Evet; O, kafası o.....laşmış bir fahîşe!.. O, bir o..... çocuğu!.. O, mümkün değil ki, anasının rahminde büyümüş bir “Cenin” olamaz!.. Olsa olsa; ‘9 ay 10 gün çektiği kabızlık”tan sonra makatından defettiği bir “bok”tur!.. ...............

Düşünüyorum da; Bir “insan”dan, mümkün değil, böyle bir “yaratık” çıkamaz!.. Bir kadın, böyle bir “enik” doğuramaz! Aklım, havsalam almıyor. Hiçbir ana-baba, böylesine bir “pislik”, böylesine bir “mikrop” üretemez!.. Hele hele; 9 ay boyunca taşıyamaz bünyesinde!.. O halde, nereden çıktı bu mahlûk?.. “İnsan” desen, insana benzemiyor!.. “Hayvan”desen, tüm mahlûkata hakaret olur!.. Kendi dışkısını yiyen “Domuz” bile temiz kalır bu “necaset”in yanında!.. İyi de; Kim bu alçak?.. Nereden çıktı bu şerefsiz?.. Öyle bir “necaset parçası” ki, hiçbir “ana”nın rahminden çıkması mümkün değil!.. ................

Onun gözünde; Okumak için üniversite kapısında bekleyen “başörtülü” öğrenciler birer “fahişe!..” Hem de; “Bellenmesi gereken bir fahişe!..” Depremde çektikleri “acı”ların üzerine, bir de “okula girememe” baskısıyla karşılaşan bir “depremzede öğrenci”nin zulmü protesto için açtığı “7.4 yetmedi mi?” pankartına takmış kafayı. Diyor ki; “Size neyin yetip yetmediğini ben biliyorum da, size değmez!..

Onu yapmaya bile değmezsiniz!.. Sizi gidi alçak fahişeler sizi!..” Ben de diyorum ki; Hayır; böyle bir “şey”e “insanca” cevap vermek mümkün değil... Ona neyin yetip-yetmeyeceğini ben de çok çok iyi biliyorum ama, değmez!.. Çünkü; Yazdığı kalem bile “küçük” gelir ona!.. O ki; Oturduğu “Cola Şişesi”nden bile zevk alan bir “homoseksüel”dir!..

Etiketler :