Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük ekonomik krizlerden biri olan COVID-19 pandemisi, Türkiye ekonomisini etkilemekte oldu. Ancak, hükümetin hızlı ve etkili müdahaleleri, salgının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamaya yönelik atılan adımlardı. Sosyal yardımların artırılması, işletmelere destek paketleri ve ekonomik canlandırma projeleri, ekonomik aktivitenin devam etmesini sağlamada önemli bir rol oynadı.

Bununla birlikte, enflasyon oranlarındaki artış, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve cari açık gibi konular, Türkiye ekonomisinin önünde duran zorlukları temsil ediyor. Bu sorunlara karşı alınan ekonomik politika tedbirleri, ekonomik istikrarın sağlanması adına kritik bir rol oynuyor. Merkez Bankası'nın sıkı para politikası ve mali disiplin, enflasyonun kontrol altında tutulması ve finansal istikrarın sağlanması için önemli araçlar olarak kullanılıyor.

Rekabetçilik, teknolojik dönüşüm, insana yapılan yatırımlar ve sürdürülebilir kalkınma odaklı politikalar, Türkiye'nin ekonomik vizyonunun temelini oluşturuyor. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, girişimciliğin desteklenmesi ve eğitim alanındaki reformlar, geleceğin ekonomisinin şekillenmesinde kilit rol oynuyor.

Türkiye ekonomisi, içsel ve dışsal zorluklarla mücadele ederken, sağlam temelleri, dinamik iş gücü ve stratejik coğrafi konumu ile potansiyelini koruyor. Bu dönemde, kararlılıkla yapılan reformlar ve sürdürülebilir politikalar, ekonominin istikrarlı bir şekilde büyümesine katkı sağlamaya devam edecektir. Türkiye, geçmiş deneyimlerinden aldığı güçle, ekonomik zorlukları aşarak daha güçlü bir geleceğe doğru emin adımlarla ilerlemeye devam edecektir.

Erol Durmaz - Köşe Yazısı